Kapadokya gerçekten bir harika, çocuksuz gezimizden.

Gezen Anne'nin de Jollytur Blogger Kulübü'nün kıymetli bloggerlerından biri olması benim için büyük bir onur. Bu kapsamda Jollytur ile bir röportajım çıktı, Gezen Anne'yi daha yakından tanımak isteyenler ayrıntılar aşağıda:

1) Embiye Hanım kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Merhaba, ben Embiye Ülgen, iki çocuk annesi bir seyahat tutkunuyum. Bulgaristan'da doğmuş ve 11 yaşıma kadar Bulgaristan'da bir köyde dağ tepe dolaşarak mutlu bir çocukluk geçirmiş olmamın da etkisiyle olsa gerek, farklı kültürlere, doğal güzelliklere meraklıyım ve bol bol seyahat ederek o güzellikleri keşfetmeye çalışıyorum. Gezip gördüklerim de yalnızca bana kalmasın diyor ve gezdiğim yerleri www.gezenanne.com blogumda paylaşıyorum.

2) Blog yazma, özellikle gezi bloğu yazma düşünceniz nasıl ortaya çıktı?

Seyahat her zaman bizim ailecek çekim noktamız. Her fırsatta yakın veya uzak bir destinasyona seyahat etmeye çalışıyoruz. Büyük oğlum Utku doğduğunda yaşadığımız şehir İstanbul etrafında çocukla, açık havada, doğa ile içe içe nerelere gitsek diye internette bakındıkça o tarihte çok da tatmin edici bilgilere rastlayamadım. O zaman, neden ben yazmıyorum ve aynı arayıştaki diğer anne babalara izlenimlerimi paylaşıp, rehber olmuyorum dedim ve bu şekilde www.gezenanne.com doğdu. O gün bugündür yazıyorum, özellikle bizim çıkış noktamız olan İstanbul çevresindeki yakın yerler konusunda birçok başlık birikti blogta. Yakın, uzak, yurt içi, yurt dışı birçok destinasyonu gezip oralar hakkındaki izlenimlerimi yine benim çektiğim bol bol resimle bloguma koyup paylaşıyorum.

3)Bildiğim kadarıyla çok şeker 2 çocuğunuz var. Çocuklarla gezmenin güzellikleri ve zorlukları nelerdir?

Evet iki oğlum var, ilki beş yaşında Utku; diğeri de henüz çok küçük, on aylık Umut. Bir anne babanın çocukları ile gezmesi bambaşka bir keyif. Ailecek seyahatlere çıkmak, farklı güzellikleri keşfetmek, birlikte vakit geçirmek çok kıymetli. Çocuklarla gezme sayesinde ben gezdiğim yerleri bir kendi, bir de çocuk gözüyle görme şansını yakalıyorum. Dünyaya çocuk gözüyle, çocuk saflığı ile bakmak bambaşka...

Tabii çocukla gezmek çok keyifli ama bir o kadar da yorucu. Bu sebeple çocuklu gezi planlarken odağınızda hep çocukların olması gerekiyor. Onların ilgisini çekecek bir rota seçilmesi gerekiyor. Normalde az zamanda bir sürü yer görmeyi sevdiğimiz halde çocuklu gezilerimizde temponun biraz yavaşlatılması gerekiyor. Çocukların uyku saatlerine, yemek saatlerine dikkat edilmesi gerekiyor; yolculuklar ve molalar ona göre ayarlanması gerekiyor. Bizim için yaz kış fark etmiyor, her mevsim seyahat ediyoruz, ancak çocuklarla gideceğimiz vakit muhakkak hava durumunu kontrol ediyoruz ve yağışsız havalarda gezmeye çalışıyoruz. Sonuç olarak düşünülmesi gereken teferruat çok ama bir o kadar da zevkli çocuklarla seyahat etmek. Geriye dönüp bakıldığında da o zorlukların hepsi unutuluyor ve çocuklarla farklı coğrafyalarda geçirilmiş olan güzel anılar kalıyor.

4) Daha çok çocuklara hitap eden yerleri mi gezmeyi tercih ediyorsunuz?

Çocuklara hitap eden yerleri geziyoruz ama bizler için önemli ve çocukların da ufkunu açacağını düşündüğümüz yerleri de geziyoruz. Mesela müze geziyoruz hep beraber. Çocukların algıları o kadar açık ki her yerden bir şeyler yer edebiliyor zihinlerinde. Gaziantep Zeugma müzesini gezdikten sonra büyük oğlum Çingene Kızı mozağini çok iyi biliyor örneğin. Yani biz büyüklerin sınırladığı, "çocuklar eğlence parkında eğlenir" gibi sınırlamalara takılmadınız mı, çocuklar gördükleri devasa bir anıt ağacı gördüklerinde de eğlenirler, tarihi bir kaleyi dolaşırken de, turkuvaz sulu bir denizde kumda oynarken de. Yeter ki o fırsatı biz onlara verelim...

5) Çocuklarınız gezmeyi yeni yerler keşfetmeyi seviyor mu?

Seyahat, doğduklarından beri onların hayatında var, geziler onların hayatlarının bir parçası artık. Özellikle yaşları büyüyüp daha bir farkında oldukça daha da bir sevmeye başladılar gezmeyi. Bir uçağa binmek, hatta metroya, vapura binmek bile büyük bir haz onlar için. Öyle ki büyük oğluma "okul çıkışı ne yapalım oğlum?" dediğimde, "tatile gidelim!" diye cevap alıyorum.

6) Blogunuzu zevkle takip ediyorum ve lezzet rotalarını da gezmeyi seviyorsunuz. Yurt içi ve yurt dışında en beğendiğiniz lezzetler nelerdir?

Evet, bir kültürü tanımanın en iyi yolu yöresel lezzetleridir bana göre. Gıda mühendisi de olmamın etkisiyle lezzetler hep hayatımın bir parçası oldu. Gezmiş olduğum bir yeri düşündüğümde, oralarda çekmiş olduğum fotoğraf kareleriyle birlikte tatmış olduğum tatlar da canlanıyor zihnimde. Yurt içi yöresel lezzet konusunda bir cennet. Gaziantep ve Hatay mutfağı gibi efsane yemekleri barındıran yöresel lezzetleri çok seviyorum, bana doğrudan sağlığı çağrıştıran bol Ege otu barındıran Ege lezzetlerini de çok beğeniyorum. Yurt dışında da bizim yemeklerimize ve ağız tadımıza çok yakın olan İtalyan mutfağını çok beğeniyorum. Yine İtalya'nın hangi yöresine gidersem gideyim tüm lezzetlerinden büyük keyif alıyorum. Napoli'de pizza, sahil kesimlerinde deniz mahsulleri, her yörede farklı bir şekle bürünen makarnaları, peynirlerini çok seviyorum.
Gaziantep'te ocak başına geçmiş bir Gezen Anne

7) Hafta sonu çocuklu ailelerin gezebilecekleri yerler konusunda birkaç öneride bulunabilir misiniz?

Bahar aylarının güzelliğini yaşadığımız şu günler çocuklu geziler için en güzel zamanlar. Kırlarda çıçeklerle, kuş cıvıltıları ile doğa ile iç içe destinasyonlar bizim favorilerimiz. İstanbul çevresinde Polonezköy, Şile çevresi, Ağva, Adalar çoluk çocuk ailecek çok güzel bir gün geçirelecek yerler. Rotayı biraz daha uzattığınızda Bursa Uluabat gölü kıyısındaki Gölyazı'ya gidildiğinde mesela çocuklar her sokakta bir leylek yuvası görmenin, gökyüzünde yüzlerce kuş uçtuğunun şaşkınlığını yaşayabilirler. Ya da daha uzaklara mesela Avrupa Çocuk Dostu Kentler Birliği'ne Türkiye'den üye tek şehir olan Gaziantep'e gidebilirler ve çocuklarla birlikte hem yeni yerler keşfedip hem de doyasıya eğlenebilirler...

8) Bir anne olarak çocuklarınızla seyahat ederken yanınıza muhakkak almanız olmazsa olmaz dediğiniz şeyler var mı?

İşin içinde çocuklar olunca başa gelebilecek her türlü senaryo düşünülmesi gerekiyor. Çocuklu gezilerimde ateş ölçeri, doktorumuzun tavsiye ettiği ateş düşürücü ilaçları her zaman yanımda bulundururum. Seyahat öncesi muhakkak gideceğimiz yerin hava durumunu kontrol ederim ve ona uygun olarak yanımıza giysi alırım. Seyahatlerde minikleri oyalayacak oyuncaklar, boyama kitapları ve kitaplar da yanımızda bulundururum. Ayrıca minik oğlum için pusetimiz ve kangurumuz da olmazsa olmazımız. Puset ve kanguru sayesinde çocuk uyuyacak, kucakta taşınacak gibi zorunluluklar kolaylaşmış oluyor.

9) Çocuklarınız olmadan da seyahat ettiğiniz oluyor mu?

Ben tüm seyahatlerimde mutlaka çocuğum da yanımda olmalı diyen annelerden değilim. Ara sıra çocukları anneanne ve babaanneye bırakıp anne baba olarak nefes alacak gezilere de çıkıyoruz. Bu ara küçük oğlum çok küçük olduğundan günübirlik yurt içi gezilere çıkıyoruz mesela. Sabah erkenden uçakla gidip, gün boyu bir yörenin dört bir tarafını geziyor akşam son uçakla eve dönüyoruz. Gezen bir annenin dinlenip rahatlaması yine bir gezi ile oluyor yani.

10) Ve son olarak "Gezen Anne" olarak takipçileriniz genelde sizin gibi gezen anneler mi?

Ben takipçilerime "Gezen Anne olarak ben gittim, siz de gidebilirsiniz" mesajını vermeye çalışıyorum. Bazen çocuklarınızla, bazen de çocukları emanet edebilecekleriniz varsa çocuksuz olarak. Beni takip edenler arasında "gezen anneler" çoğunlukta ama gezenanne.com'daki yazı içeriği sadece çocuklu ailelere değil; farklı yerler keşfetmek, dünyadaki ve yurdumuzdaki güzelliklerin tadını çıkartmak isteyen herkese hitap ediyor. Dolayısıyla anneler, babalar, yeni yerler keşfetmeyi seven gezgin ruhlular, genç, yaşlı birçok kişi Gezen Anne'yi takip ediyor.

Jollytur ile yaptığımız röportajı Jollytur blog sayfasından okuyabilirsiniz:
Gezen Anne ile güzel bir röportaj

Jollytur daveti ile çıkmış olduğum Ege'nin saklı köyleri gezisi:
Ege'nin saklı köyleri: Tarih ve doğa güzeli şahane yerler