Sazova parkın simgelerinden Masal Şatosu, Eskişehir
Eskişehir, küçük dokunuşlarla bir şehrin nasıl güzelleştiğinin canlı ispatı. Sokaklara serpiştirilen heykellerin, güzel köprülerin, parkların şehri nasıl yaşanılır kıldığının göstergesi...

Anadolu'daki Avrupai şehir: Eskişehir

Aslında genel olarak bakıldığında Anadolu'daki diğer büyük şehirlerden çok da farkı yok Eskişehir'in: çok katlı yüksek beton binalar dolu caddeler, sokaklar... Ama Eskişehir'de şehircilik burada bitmemiş, birçok noktada güzel dokunuşlar ile şehir güzelleştirilmiş...

Beton binalar arasında güzel bir köprü konulmuş mesela, köprü üzerlerine de Avrupa şehirlerini anımsatan ama bizim kültürümüzü yansıtan heykeller serpiştirilmiş. Tarihi değerler korunup restore edilmiş ve Eskişehir'in içinde bir başka güzellik, Unesco Dünya Mirası geçici listesindeki Odunpazarı günümüze kazandırılmış. "Sazova park" adında içinde bir masal şatosunun da bulunduğu, bizim gibi farklı büyük şehirlerde yaşayanlarda "keşke bizde de olsa" duyguları uyandıran harika bir park yapılmış Hatta Eskişehir içinden geçen Porsuk çayına gondollar, tekneler konulmuş, kıyısına plajlar yapılmış... Kısaca Eskişehir'de, şehre biraz sanat, biraz tarih, biraz güzellik katılmış ve şehrin çehresi tamamen değişmiş...
tarihi Odunpazarı evleri ve sokakları, Eskişehir

İstanbul'dan hızlı trenle günübirlik Eskişehir

Uzun Bayram tatilinin bir gününde İstanbul dışına bir yerlere kaçsak ama trafiğe de yakalanmasak düşüncesiyle uzun zamandır aklımızda olan hızlı tren ile Eskişehir'e gitme planımızı gerçekleştirmeye karar verdik. Sabah ilk trenle İstanbul Pendik'ten yola çıktık, akşam da hava kararınca geri döndük. Eskişehir'in başlıca gezilip görülecek yerlerini gezerek yeni bir yer görmenin hazzını yaşadık. Ancak daha bir sindirebilip keyfini çıkartmak için bir başka hafta sonu tekrar iki günlüğüne gelmeli diye düşündük.

Hızlı trenin İstanbul'daki ilk durağı Pendik'ten Eskişehir'e yüksek hızlı tren yolculuğu yaklaşık iki buçuk saat sürüyor. Sabah erken saatlerde Eskişehir garında indik ve Eskişer'deki başlıca gezilecek yerleri keşfetmeye koyulduk.

Eskişehir'de gezilecek yerler

Sazova Park

Çocuklu Eskişehir gezimizde gitmeye planladığımız ilk yer, resimlerini görüp bayıldığım Sazova Park'ıydı. Eskişehir merkezin yaklaşık beş km dışındaki parka otobüs ile ulaşmak mümkün ancak biz Eskişehir'in yabancısı olduğumuzdan ve zaten de kalabalık olduğumuzdan garın hemen önündeki taksi düğümesine bastık ve birkaç dakika içinde Sazova bilim, kültür ve sanat parkına doğru yola koyulduk. Parka ulaştığımızda taksi şoförü bizi indirdi, biz bir şey demediğimiz halde inip güvenliğe "bunlar misafirimiz, giriş için şu yoldan mı girecekler" diye yol sordu ya, İstanbul'da alışageldiğimiz muamelelerden sonra Anadolu insanının bu misafirperverliliği bizim çok hoşumuza gitti.
Sazova parkı Eskişehir'de merkez dışında çok geniş bir alana kurulu
Her iki tarafı yüksek ağaçlarla bezenmiş geniş yoldan parka doğru yürüken sanki Paris'teki geniş parklardaymışız gibi hissettik ve bu güzel parka sahip Eskişehirli'leri tek kelime ile "kıskandık". Ortada, balıkların yüzdüğü geniş bir göl, göl kıyısında gerçek boyutlu bir korsan gemisi. Parkın bir köşesinde sanki masallardan çıkmış gelmiş gibi duran Masal Şatosu. Göl kenarında yürüyüş yolları, çocuk parkları, cafeler... Çocuklu, çocuksuz açık havada güzel bir gün geçirmek için harika bir yer Sazova parkı.
göl kıyısındaki korsan gemisi gerçek ölçülerde ve çocuklar için çok eğlenceli, Sazova parkı Eskişehir

Sazova Park'ta gezilecek yerler

Korsan gemisine girdik, oğlum minik bir korsan edası ile gemide eğlendi; biraz ileride her biri Türkiye'deki bir kulenin örneği şeklinde yapılmış olan Masal Şatosu'na gittik kendimizi masal kahramanları arasında bir masal dünyasında bulduk. Masal Şatosu'nda günün farklı saatlerinde masal kahramanları eşliğinde turlar da düzenleniyor. Sabah saatlerinde Keloğlan'ın turu vardı ama oğlum katılmak istemedi.
Masal şatosu içinde çocukların eğleneceği bir masal dünyası yaratılmış, Sazova Eskişehir
Göl kıyısındaki cafelerde oturduk hafif bir şeyler yiyip çayımızı, kahvemizi yudumladık biraz soluklandıktan sonra keşiflere devam ettik. Parkın bir köşesinde açık hava deney alanı vardı, kaldıraçlar, vidalar, salıncaklar falan. Tabii söylemeye gerek yok oğlum oraya da bayıldı...
Sazova parkı içindeki Deney alanı çocuklar için çok eğlenceli, Eskişehir
Sazova parkının hemen yanında Bilim ve Deney merkezi, Sabancı Uzay evi, Hayvanat bahçesi ve Eti Sualtı Dünyası akvaryumu da var. Yani çocuklarla dolu dolu tam bir gün geçirilecek bir yer Sazova parkı. Biz buraların keşfini bir başka Eskişehir gezimize bırakıp tekrar merkeze doğru yola koyulduk.
bana yeterince uzun bir kaldıraç verin Devrim arabasını kaldırayım, Sazova parkı Eskişehir

Eskişehir merkezi ve Porsuk çayı

Malum, Sakarya nehrinin bir kolu olan Porsuk çayı Eskişehir'den geçiyor. Anadolu'da pek çok şehir merkezinden bir nehir geçiyor ama burada Porsuk çayından bir artı değer elde edilmesi başarılmış. Geçmiş yıllarda haber bültenlerine "İç Anadolu'ya deniz geldi" şeklinde konu olan Porsuk çayı kıyısına plajlar yapılmış; dahası, daha çok Avrupa kentlerinde görmeye alışık olduğumuz insanları taşıyan botlar, hatta gondollar konulmuş. Porsuk çayı başlı başına Eskişehir'i güzelleştiren bir etken olmuş...
Porsuk çayının kıyısında Köprübaşı'nda tur tekneleri kalkıyor, Eskişehir
Porsuk çayındaki teknelerin kalktığı Adalar bölgesindeki Köprübaşı'na gittik. Tekne turu öncesi çarşıda biraz dolaştık. Tabelalar arasında Opera tabelası görünce şaşırdık, kaç Anadolu şehrinde opera var acaba diye düşündük.

Papağan'da çibörek keyfi

Eskişehir'in neyi meşhur deyince çibörek, çibörek deyince Papağan denildiğinden Papağan'a gidip bayram kalabalığına rağmen bekledik ünlü çiböreklerinden yedik. Gerçekten denildiği gibi yağlılığı hissedilmeyen yapıdaydı.
Eskişehir'in ünlü çiğbörekçilerinden en ünlüsü Papağan

Porsuk çayında gondol sefası

Tekne turu teknelerinin kalktığı Köprübaşı'na gittik. Köprünün bir tarafında motorlar (kişi başı 2.5TL) diğer tarafında gondollar kalkıyordu (tekne başına 20 TL, çocuklar dahil en fazla dört kişi). Hadi dedik madem gondol var ona binelim. Uzunca bir sıra ve çalışan tek bir gondol vardı. Sıraya rağmen bekledik ve bindik. Gondol turu on dakika sürüyor ve hepi topu çay üzerindeki üç köprü arasında gidilip geliniyor ama Venedik'i anımsatan bir ambiyansta bir gondol turu yapmak farklı bir tecrübe. Gondollar elektrikli, elinde kürekle gondolu kullanan gondolcular sadece teknede yönlendirme yapıyorlar.
Tabii çocuklu gezmenin hoşluğu, hani herkesin son derece romantik yaptığı gondol turunun bizdeki versiyonu: "Ama ben baş tarafa oturmak istiyoruuum" ağlama, sızlanmalar ve yer değiştirmeler ile doluydu. :) Geriye dönüp baktığımızda gülümseten anlar...

Gondol turu sonrası oğlum hemen oradan geçen tramvayları gördü ve her nereye gideceksek tramvayla gitmek zorunlu oldu. Baktık bir sonraki hedefimiz Odunpazarı tramvayla iki durak sonraydı. Tramvay durağı girişinde hangi tramvayın gittiğini güvenliğe sorduk ve yine son derece yardımsever ve ayrıntılı bilgi ve alaka ile karşılaştık. Tramvaya binip Atatürk Lisesi durağında indik ve çok az yürüyerek ünlü Odunpazarı'nı bulduk.

Odunpazarı

Odunpazarı'nı araştırırken şehrin kıyısında, tarihi evlerin restore edildiği iki sokaktan ibaret olarak kafamda canlandırmıştım. Oysa ki tarihi Odunpazarı oldukça geniş bir alana yayılmış, neredeyse bir mahalle görünümündeydi. Restore edilmiş, rengarenk boyanmış tarihi evler, konaklar, Arnavut kaldırımlar. Konakların bazıları kahvaltı evi, kahve, hediyelik eşya dükkanı; bazıları otel olarak kullanılıyordu; bazılarında ise bilfiil Eskişehrli'ler oturuyordu. Unesco Dünya Mirası geçici listesindeki Odunpazarı tarihi kent merkezi, kesinlikle Eskişehir'deki en güzel yerlerden.
güzel Odunpazarı evleri ve sokakları hediyelik eşya ve cafelerle dolu, Eskişehir

Odunpazarı'nda gezilecek yerler

Atlıhan el sanatları çarşısı

Odunpazarı sokaklarında biraz dolaşıp havasını kokladıktan sonra Atlıhan el sanatları çarşısına gittik. Minik dükkanlarda satılan, Eskişehir'in simgelerinden lületaşından eserlere takılara göz attık. Çarşı içindeki masalara oturup çayımızı içtik dinlendik.
Atlıhan el sanatları çarşısında lületaşından eserler ve takılar satılıyor, Odunpazarı Eskişehir

Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi

Odunpazarı'nda dolaşmaya devam ettik. Biraz ilerideki Yılmaz Büyükerşen balmumu heykeller müzesine gittik. Yukarıda bahsettiğim Eskişehir'in modernleşmesi ve güzelleşmesi adına belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen'in vizyonu ve emekleri şüphesiz çok büyük ama bir müzedeki sanat eserlerinin bilfiil bir belediye başkanı tarafından yapılıp bağışlanması, belediye başkanının tek başına Eskişehir'e böylesi bir yer kazandırması çok etkileyiciydi bana göre...
Yine balmumu müzesi önünde de uzunca bir kuyruk bekledikten sonra otuzarlı gruplar halinde Balmumu heykel müzesine girdik. Siyaset, sanat, spor, bilim ve daha pek çok alandaki ünlü isimlerin sanki gerçeklermiş gibi balmumundan yapılmış heykelleri arasında dolaştık, resim çektirdik. Müzede sadece Türkiye ve dünya siyaset adamlarının bulunduğu iki bölümde fotoğraf çekilemeyip ücretli olarak çektirilebiliyor. Onun dışında ise fotoğraf çekimi serbest. Müzenin geliri kız çocukları ve engelli çocukların eğitimi için bağışlanıyormuş.
Yılmaz Büyükerşen balmumu müzesinde Atatürk ve diğer balmumu heykeller, Odunpazarı Eskişehir

Çağdaş Cam Sanatları müzesi

Balmumu müzesinden çıkıp hemen yakınındaki Çağdaş Cam sanatları müzesine de bakmak istediğimizde oğlumdan isyan sesleri yükseldi ama müzenin ikinci katındaki Kent Belleği müzesinde bilgisayar ekranlarında oyunlar oynanabilen, aslen Eskişehirli olan Nasrettin Hoca fıkraları anlatılan çocuk bölümünü keşfettiğimizde oğlumu müzeden ayırmak çok zor oldu.


Eskişehir'de ne yenir?

Karnımız acıkmış, Odunpazarı'nda şöyle Eskişehir'e has yöresel yemekler yesek diye bakındığımızda Arzu'nun yeri gözümüze ilişti. Oturduk toyga çorbası, mercimekli börek, mantı ve sarma yedik. Aslında yeşil mercimekli börek ve mercimekli mantı dışında bildiğimiz bu yemeklerin burada nüans farkları olduğunu gördük.
toyga çorbası buğday ve nohutlu yoğurt çorbası gibi, Eskişehir
Odunpazrı'nda üst sokaklara doğru ilerledik. Yine Eskişehir'e has olan met helvası satan dükkanlar arasından geçtik ve 1525 yapımlı Kurşunlu Camii ve Külliyesi yanına ulaştık. Camii etrafındaki sokaklarda dolaştık. Buralarda lületaşı dışında cam tasarım atölyeleri de vardı. Venedik'teki moreno taşları gibi taşlı takılar satılıyordu. Kapı önlerinde oturan teyzelerin Bayramlarını kutladık, lafladık. Her biri doğal bir dekor olan Odunpazarı evleri, kapıları, çeşmeleri önünde resim çektiren gelin ve damatları izledik.

Son olarak Eskişehir'den Balaban köfte yemeden ayrılmayalım deyip tarihi bir konakta oturduk ve pide üstünde bol tereyağ gezdirilmiş köftelerin tadına baktık...
bol tereyağlı Balaban köfte, Eskişehir
Eskişehir'de dolu dolu güzel bir gün geçirdik. Bir kentin insan çabası ile nasıl güzelleştirilebileceğine şahit olduk. Nasrettin Hoca'nın, Yunus Emre'nin memeleketi Eskişehir'den güzel duygular ile ayrıldık...
Eskişehir'de ulaşım ve giriş ücretleri (2015 yılı):
İstanbul - Eskişehir yüksek hızlı tren: 45 TL
İstasyon - Sazova taksi ücreti: 17 TL
Sazova park girişi ücretsiz
Sazova korsan gemisi girişi: yetişkin 2 TL, öğrenci 1 TL
Sazova masal şatosu girişi ücretsiz, masal kahramanlı turlar yetişkin 5 TL, öğrenci 2 TL
Balmumu müzesi: yetişkin 5 TL, öğrenci 2 TL
Çağdaş cam sanatları ve Kent belleği müzesi: yetişkin 5 TL, öğrenci 2 TL

Gezi Tarihi: Eylül 2015