Bazı yerler vardır çok büyük beklentilerle oralara gidersiniz, beklentilerinizi karşılar veya karşılamakta biraz eksik kalır. Bazı yerlere ise çok büyük umutlarla gitmez, geçerken bir uğrayayım der ancak oralar gördükleriniz karşısında sizi öylesine kucaklar, sarmalar ki benliğinizde hoş bir hatıra olarak iz bırakır. Mudurnu da ziyaretimiz sonrası öyle bir his uyandırdı bizde, güzel huzur dolu bir yer olarak zihnimizde yer etti...

Mudurnu'ya nasıl gidilir?

Otobandan Akyazı'dan çıktık ve hemen sonrası tamamen dağların tepesinden, yamacından giden bir yolda bulduk kendimizi. Kimi bir dağ zirvesine çıktık, kimi düzgün ama virajlı yollardan dağ eteğine indik. Keyifli bir yolculuk sonrası ilk durağımız Mudurnu'ya ulaştık.

İstanbul'dan Mudurnu Beypazarı gezimizin yazısı burada

Güzel bir sonbahar günü ulaşmıştık Mudurnu'ya. Daha herkesin yeni yeni uyanıp sokağa çıktığı saatlerde biz İstanbul'dan kalkıp buralara kadar gelmiştik. Çam ormanları ile kaplı iki tepe arasında kurulmuş olan Mudurnu'da ilk hissettiğimiz şey huzurdu. Mis gibi doğa ortasında tertemiz havalı, tarihi, eski bir ilçe. Eski evleri ile, konakları ile, öyle süslü vitrinleri olmayıp eskinin yaşatıldığı sade çarşısı ile eski günleri, eskinin güzelliğini, nostaljiyi yaşayabileceğiniz güzel bir yer...
Birçok tarihi konak süslüyor Mudurnu'nun sokaklarını. Kimisi restore edilmiş, tüm güzelliklerini sergilemekte, kimisi ise yılların yorgunluğu ve biriktirdiği nice hatıra ile sırasının gelmesini beklemekte...
Tabii sadece konaklar değil, betonarme mimari de hakim ilçede. Ancak onlar da sırtını çam ormanlarına yaslamış görüntüsü ve size eskiyi yaşattığı atmosferleri ile çok da fazla gözü rahatsız etmiyor.

Mudurnu gezilecek yerler

Ana yol boyunca yürüdük ilk Mudurnu'da. Dükkanlarını yeni yeni açan esnafın yanından geçtik.
Sonra, bende seksenli yılların hislerini uyandıran çarşısına geçtik. Karşıda gözüken saat kulesine göz attık. 1374 yılında Yıldırım Bayezit'in şehzadeliği sırasında inşa edilmiş olan ve hala dimdik ayakta, bilfiil kullanılmakta olan Yıldırım Bayezit Cami yanından geçtik.
Ara sokaklara yöneldik. Soba borularının süslediği dar sokaklarda dolaştık.

Tekrar ana yola döndük, belediyenin yaptığı düzenlemelerle eski itfaiye arabalarının sergilendiği, çöplerin ayrıştırılarak biriktirildiği alanlar ilgimizi çekti. Durduk, şöyle bir göz attık... İlçenin alt kısmına doğru yürüdük, şırıl şırıl akan Mudurnu deresi ile karşılaştık.


Yine, dere kenarında restore edilmiş veya sırasını bekleyen pek çok konak vardı. Restore edilmiş olanlardan biri olan Keyvanlar Konağı göz dolduruyordu...
Biz Keyvanlar Konağı'nın güzel bahçesinde oturduk. Bir tarafta meyve ağaçlarının, diğer tarafta bir kuyunun olduğu güzel bahçesindeki ahşap masalara kurulup, çayımızı içtik. Aynı zamanda konaklama da yapılabilen konağın içine bir göz attık.

Mudurnu'da nerede konaklanır?

Keyvanlar Konağı dışında Mudurnu'da yine restore edilmiş ve konaklama yapılabilen Hacı Abdullahlar Konağı, Hacı Şakirler Konağı, Fuatbeyler Konağı gibi konaklar da var. Yani konaklamak isteyene seçenek çok, yeter ki günlük telaşımızdan sıyrılıp huzuru bulacağımız bu yere gidelim, bir misafir olalım...

Gezi Tarihi: Ekim 2013