Kocaman bir bahçe düşünün, bahçede dolaşan tavuklar; bir tarafı dere bir tarafı deniz. Dereden kurbağa, denizden dalga sesleri; bahçede ağaç gölgesinde hamaklar, sahilde denizden gelen esintiye karşı uzanmanız için yastıklar... Böylesi bir tablo sizin hayallerinizi süslüyorsa, Yonca Lodge'ta tatil sizin için iyi bir tercih...

Yonca Lodge butik otel nerede, nasıl bir ortamda?

Fethiye Yanıklar'da bulunan Yonca Lodge otele girdiğimizde ilk dikkatimi çeken şey sakinliği oldu. Oldukça geniş alana sahip olmasına rağmen, otelde iki büyük, bir küçük binada toplamda sadece on dört oda bulunuyor. Başka bir yer olsa buraya bu binalardan beş altı tane daha diker diye düşündük, bu anlayış bile nasıl bir yer ile karşılaşacağımız konusunda ipuçları verdi bize...

Yonca Lodge'ta odamız

Dalında meyvelerin bulunduğu her taraftaki dut, limon, portakal ağaçları arasından geçtik, odamıza doğru ilerledik. İkinci binada bulunan aile odamıza geçtik. Odaya girince sanki ahşap saunaya girmişiz gibi hoş bir ahşap kokusu ilişti burnumuza. Yerler yataklar ahşap, çok lüks olmayan, gayet yeterli ve tertemizdi odamız.


Aile odaları aslında minik bir daire. Girilen odada çocuk yatağı, sofası ve balkonu; arkada çift kişilik yatak bulunan yatak odası ve yine minik bir balkonu bulunuyor. Bizim gibi çocuklu aileler için çok uygun.

Yonca Lodge güzel bir eko turizm oteli

Odamıza yerleştikten sonra sıra geldi bahçeyi keşfetmeye. Ekolojik tarımın uygulandığı bahçede hiçbir ilaçlama yapılmıyor. Yani var olan meyve sebzeler son derece sağlıklı. Zaten hepsi yine otelin mutfağında kullanılıyor.

Otelin bahçesi meyve ağacı dolu

Tam da dut, çilek, böğürtlen mevsiminde gitmişiz. Bir sürü de dut ağacı var, hepsinin de meyvesi dalında. Hem beyaz, hem kara dut; oğlum tatil boyunca duta doydu; bizim gibi ağacından meyve koparmaya hasret kişiler için bu büyük bir nimet.

Yonca Lodge'ta yeme içme

Otele zaten akşam saatlerine yakın ulaşmıştık, bir şeyler yemek için sahildeki restoranına gittik (otelde konaklama oda kahvaltı şeklinde). Denizin dibinde bir masaya oturduk, komşuları bir bayanın her gün denize açılıp kendi elleriyle tuttuğu balıklardan yedik, oğlum da pek sevdiği mantısını. Daha büyük bir tesiste olsak, böylesi deniz dibi bir masada oturmanın zorluğunu düşündük, bulunduğumuz yerden dolayı mutlu olduk...

Gökyüzünde yıldızlar, yanımızda dalgalar. Eh hemen yanında dere var, sivri sinek yok muydu diye soracaksanız. Ekolojik olduğu için beğendiğimiz ve tercih ettiğimiz şahane bir yerde bulunuyoruz; doğa da böceği ile kelebeği ile bir bütün. Uygun şekilde giyindik, önlemlerimizi aldık, bir iki ısırığı da çok dert etmedik (buna karşılık odada hiç sivrisinek yoktu). Soframıza oturduk, ortamın tadını çıkarttık...

Deniz kıyısında organik kahvaltı

Ertesi gün, yine sahildeki restoranda sunulan kahvaltıya gittik. Yumurtalar ortalıkta dolaşan tavuklardan, reçeller kendi meyvelerinden, yeşillikler organik bahçelerinden; daha ne olsun... Çeşit bakımından zengin ve doyurucu bir kahvaltıydı...


Yonca Lodge ve Yanıklar sahili denizi

Bir önceki günden tüyomuzu almıştık; deniz genel olarak dalgalı ve esintili olduğu halde sabah saatlerinde sakin olurmuş. Kahvaltı sonrası hemen denize koştuk, sakin denizin tadını çıkarttık. Kumsalın üst tarafları kum olduğu halde denize girilen kısım çakıllıydı, ben denizin içini de taşlık zannetmiştim; meğerse kumlukmuş; deniz içinde ayaklarımı taşlar rahatsız etmeden oynadık oğlumla.

Sahilde Caretta Caretta yumurtaları

Tam denizden çıkarken baktık sahilde birileri kumu eşeleyip bir şeyler arıyor. Gidip baktık, ne oluyor diye sorduk. Gece meğerse Caretta Caretta kaplumbağası gelmiş buraya yumurtlamış. Birkaç kişi de yumurtlarken kaplumbağayı izlemiş, sabah da görevlilere haber vermişler. Görevliler de yuvanın yerini tespit etmeye çalışıyorlardı. Caretta Caretta yumurtlamasını görmek her halde ömürde bir defa denk gelir, keşke biz de dün gece denk gelseydik diye iç geçirdim. Biz de akşam saatlerinde dereden çıkan su kaplumbağalarını görmekle yetindik.

Deniz keyfi sonrası kuma geçtik, oğlumla kumdan kale yaptık. Biz gelirken kova kürek getirmiştik ama hiç gerek yokmuş. Çocuklu ailelerin kullanması için kovalar, kürekler, diğer kum oyuncakları bırakılmıştı sahile.
Zaman zaman daha esintisiz olan havuz kenarına da gittik, havuza girdik. Normalde tatillerde kirlilik açısından güvenemediğim için havuzdan uzak dururum ancak burası hepi topu on dört odalı bir yerdi; havuza giren de pek kimse yoktu, gönül rahatlığı ile oğlumla havuza girdik.

Yonca Lodge aktiviteleri

Bazen oğlumla ağaçların altındaki masa tenisinde, nedense hep onun kazandığı maçlar yaptık; yine kalanların kullanması için bırakılan badminton takımları ile oynadık. Bazen de çalışanlardan izin isteyip organik bahçeye girdik, dalından salatalık kopardık yedik; mis kokulu lezziz çileklerine doyamadık...

Akşam çayı

Akşam üstü sunulan kurabiye, çaylardan alıp dere kenarındaki minderlere yayıldık, kurbağa sesleri eşliğinde dinlendik; sakinliğin keyfini çıkarttık. Zaten Yonca Lodge'ta tatilin özü bu, acelesiz, telaşsız; huzur dolu sakin tatil...


Gezi Tarihi: Haziran 2015