Cunda'daki Ziya Bey Konağı Butik Otel, her köşesinde müthiş bir özen gösterildiğini hemen fark ettiğiniz çok güzel bir işletme. Otelin güzelliğine güzellik katan ise beyefendiliği ile gönlümüzü kazanan sahibi...
Son zamanlarda çıktığımız seyahatlerimizde gerek hava durumunun belirsizliği, gerekse oğluşumun her zaman hasta olabilme olasılığı sebebiyle hep son anda planlama yapıyoruz. Anneler günü haftasonunda çıktığımız Cunda - Ayvalık seyahatimiz de öyle oldu. Tamam hava fena değil, yaşasın oğluş da hasta değil deyip gitmeye karar verdik ve gidiş tarihinden bir gün önce booking'ten otel bakmaya başladık. Dokuz civarı puan alan birkaç otel vardı. Bir tanesine baktım herşey gayet iyi gözüküyor ancak butik otellerde sıklıkla karşılaştığım sıkıntı hemen gözüme ilişti: çocuk kabul edilmez! Sonra diğer iyi puanlı otel olan Ziya Bey Konağı dikkatimi çekti. Resimler süper, yorumlar resimlerden de güzel, çocuk kabul ediliyor mu diye baktım: oh yaşasın kabul ediliyormuş, bir sıkıntı yok. Öyleyse böylesine güzel bir yer bulmuşken başka bir yere de bakmaya gerek yok, hemen rezervasyonumuzu yaptırdık...

Otel Cunda sahilinin hemen arkasında, Cumhuriyet fırınının ve bir sürü tarihi evin bulunduğu çok güzel bir sokakta. Sokağın yukarılarına doğru ilerlediğimizde sağda Konağımızı fark ettik ve taş kaplı sokağın kenarına arabamızı park edip otelimize yöneldik.
Antika mobilyalarla dekore edilmiş olan otel girişine girdik. Sabun kokulu otelin sıcak ortamı daha girişinden belli oluyordu, ortamı soğutan ve resmileştiren resepsiyon vb yoktu konakta. Etrafımıza şaşkın şaşkın bakarken otel sahibi Ahmet Bey geldi karşıladı bizi. Artık bizim misafirimizsiniz dedi ve kaldığımız süre boyunca bizi sıkmadan ama ilgisini de eksik etmeden hep misafirliğimizi hissettirdi.
Odamıza yerleştik. Odada oğluşla birlikte üç kişi kalacağımızdan bizim için bir parça küçüktü ama odanın dekorasyonu harikaydı. Tavanından kapısına, banyosundan yatak başlığına her ayrıntısına özen gösterilmişti. Dantel perdeler, dantel yastık kılıfları, oyma kapılar, antika görünümlü duş, güzel duvar süslemeleri. Butik otel açmayı, işletmeyi düşünen herkesin görmesi gereken bir ortam. Öyle yapı marketten bir dolap bir yatak alıp atmaktan çok öte birşey işini hakkıyla yapmak, ortamın içine ruhunu katmak her noktasına emek harcamak.

Kaldığımız butik otellerde güzel bir bahçesi olmasını isterim hep. Ortamın, doğanın, büyükşehirlerde pek göremediğimiz yıldızların tadı daha bir çıkarılır, kendimizi daha bir oraya ait hissederiz bu bahçelerde. Ziya Bey Konağı'nın da çok şirin bir bahçesi var. Küçük süs havuzu, nar ağaçları, seyir terası, harika bir ortam. Sadece birkaç yıllık bir tesis olduğu halde büyümüş nar ağaçlarını görünce şaşırdık, sorduk tek tek İstanbul'dan getirilmiş yetişmiş ağaçlar. Minik havuzunda nilüfer çiçeklerini hemen fark ettik, taa longozlara gidip göremediğimiz nilüfer çiçekleri burada açmış.
Nilüfer çiçekleri, nar çiçekleri ile süslenmiş bu şirin ortamda oturduk. Otelin tembel kedisi Tarçın da geldi yanımıza kuruldu. Oğlum yapbozlarını, resimlerini yaptı biz de ortamın keyfini çıkardık.
Kahvaltı da bu bahçede yapılıyor. Güzel peynirler, yörenin ünlü lor peyniri, otlar, yumurtalar, bal, herşey harika. Bir de her masada yörenin olmazsa olmazı harika bir sızma zeytin yağı. Ege'de, Cunda'da olduğunuzu hissettiğiniz lezzetler damağınızda...

Bir şey iyi yapılırsa eninde sonunda fark edilir diye düşünürüm ben. Ziya Bey Konağı da öyle bir yer, iyi bir alt yapı ve samimi bir işletmecilikle misafirlerinin memnuniyetini kazanmakta, hatta görebileceğiniz ufak tefek kusurları unutturmakta ve iyi bir otel olarak hafızalarda kalmakta...


Gezi Tarihi: Mayıs 2013