İstanbul Oyuncak müzesi gezimiz

"Sky Road" dergisi Ekim 2016 sayısında yayımlanan yazım.



Sonbahar geldi, uzun tatiller, bayramlar geride kaldı, evli evine döndü... Bir taraftan okul temposuna adapte olmaya çalışırken, diğer taraftan çocuklu ailelerin hafta sonu çocuklarla kaliteli vakit geçirmek için nerelere gitsek arayışları başladı. Böylesi bir arayışla bizler de çocuklarla İstanbul Anadolu yakasında iki farklı müzeye attık kendimizi. Göztepe'deki İstanbul Oyuncak Müzesi ve Kadıköy Moda'daki Barış Manço Müzesi'nde çocuklar keyifli zaman geçirirken biz büyükler de nostalji yaşadık...

İstanbul Oyuncak Müzesi

Oyuncak müzeleri, son 150 yıllık Dünya tarihine farklı bir yönden ışık tutan yerlerdir. İşte bu yüzden oyuncak müzeleri, hem çocuklara hem de büyüklere hitap eder. Minikler rengarenk oyuncaklar ile büyülenirken, büyükler de yüz yıl önceki hayatın izleri peşinde bir yolculuğa çıkar, hatta o yolculukta kendileri de çocukluklarına dönerler...

İstanbul Oyuncak Müzesi, Türkiye'deki ilk Oyuncak Müzesi olarak 2005 yılında ünlü şair ve yazar Sunay Akın tarafından açılmış. Şair, tamamen kendi çabaları ile oluşturduğu antika oyuncak koleksiyonunu sergilemek üzere, Göztepe'de ailesine ait bir köşkte müzeyi açmış. Binlerce oyuncaktan oluşan zengin koleksiyonunda, 1800'lü, 1900'lü yıllardan; Alman, Fransız, ABD, Japon ve daha pek çok ülkeden çeşit çeşit oyuncaklar bulunuyor.

İstanbul Oyuncak Müzesi'nde aktif olarak sürekli çocuklara yönelik çeşitli atölyeler yapılıyor. Biz de Oyuncak Müzesi gezimize, çocukların çok eğlendiği bir hafta sonu atölyesi ile başladık. Oğlum, el kuklası oynatan bir sanatçının yönlendirmeleri ile kendi hayal dünyasındaki kağıt kuklasını yaptı, boyadı, iplerini taktı ve çok keyifli vakit geçirdi...

Atölye sonrası müzeyi keşfe koyulduk. İlk olarak müzenin bodrum katında bir denizaltının içinde bulduk kendimizi. Denizler altındaki Kaptan Cousteau'lar olarak denizaltının koridorlarından geçtik. Müzenin giriş katında oğlumun çok eğlendiği kendi hatıra paranı yapma makinalarını fark ettik. Oğlum minik kolları ile zorlana zorlana makinenin kolunu çevirdi ve minik darphanede kendi parasını bastı...

Üst katlarda var olan farklı temalı onlarca bebek evine bakıp rahatlıkla o yıllardaki Almanya'sı, İngiltere'si hakkında fikir yürütebiliyorduk. 1900'lü yılların başından kasap dükkanı, mücevher dükkanı, terzi, hastane veya köy evinin renkli bir fotoğrafı yok belki ama oyuncak evler o yıllar hakkında birçok ayrıntıyı bize anlatıyordu.

Müzede dolaşırken, sergilenen oyuncak gruplarına göre tasarlanmış kimi bir tren vagonunda bulduk kendimizi, kimi bir uzay macerasında veya bir savaş cephesinde. Uzaya giden Türk bayrağı da vardı müzede, son yılların moda Star Wars oyuncakları da. Plastiğin icat edilip oyuncakların henüz değersizleşmediği yıllardan, porselenden, tahtadan, demirden, kumaştan oyuncaklar. Japon'u, Alman'ı, İngiliz'i fark etmeden; özünde çocukların hayal gücüne dokunan ve geliştiren minik dünyalar...

Barış Manço Evi Müzesi

Barış Manço Evi Müzesi gezimiz, İstanbul
Bizim kuşak Barış Manço ile büyüdü. Televizyonda "Adam olacak çocuk" ile eğlendi, Barış Manço şarkılarını söyledi, Barış Manço gözünden dünyayı keşfetti. Ne mutlu ki şimdi ben de çocuklarımı büyütürken "Arkadaşım Eşek" şarkılarını söylüyoruz hep birlikte. İşte her kuşağa hitap eden sevgili Barış abimizi ziyaret etmek için çocuklarla Moda'daki Barış Manço evine gittik, güzel bir nostalji yaşadık...

Hepimizin zihnine "7'den 77'ye" programından kazınmış olan: Barış Manço Moda 81300" adresinde Barış Manço'nun evini bulduk. Günümüzde müzeye çevrilmiş olan ev, tıpkı İstanbul Oyuncak Müzesi gibi, Moda'da tarihi bir köşkte yer alıyor. Müze'de Barış Manço'ya ait özel eşyalar, antika koleksiyonlar, Barış Manço'nun gerçek boyutlu bal mumu heykeli var. Adam olacak çocuk odası, bahçedeki eşek heykeli, domates biber patlıcan heykelleri ise müzeyi gezen miniklerin burada eğlenceli vakit geçirmesini sağlıyor...

Sanki gerçekmiş gibi duran Barış abimizin bal mumu heykeli ile hatıra fotoğrafı çektirip, piyano tuşları şeklinde boyanmış merdivenlerden, duvarlardaki Barış Manço şarkı notaları eşliğinde üst katlara çıktık. Koridordaki yine şarkısına hitaben konulmuş "Süper Babaanne"ye selam verdik. Adam olacak çocuk odasında, banttan gösterilen programı görünce içimiz cız etti, biraz çocukluğumuza biraz büyük sanatçıya duyulan özlemden... Sergilenen pasaportlar ve fotoğraf makineleri ile Barış Manço'nun ne kadar büyük bir gezgin olduğunu bir kez daha hatırladık, çeşit çeşit takı ve ilginç kıyafetleri ile ne kadar renkli bir kişilik olduğunu anımsadık... Bizim Adam Olacak Çocuklar da, Barış Manço'nun sahnesine çıktı, Barış abilerine hünerlerini göstermeyi ihmal etmedi. Nostalji, hatıra ve eğlence dolu zaman geçirdik Barış Manço Evi ve Müze'sinde, yolu Moda'dan geçenlere tavsiye ola.

Sky Road dergisi