Business Mersin Ekonomi dergisi Haziran 2016 sayısında yayımlanan röportajım.

-Embiye Ülgen kimdir? Bize kendinizden bahseder misiniz?

Merhabalar! Ben, yeni yerler, yeni güzellikler, yeni kültürler keşfetmeyi tutku derecesinde seven biriyim. Uzak, yakın fark etmez, gezdiğim her yerin beni geliştirdiğini, zihnimde yeni ufuklar açtığını düşünüyorum. Bu düşünce ile de olabildiğince çok yer gezip keşfediyorum...

-Embiye Hanım Gezen Anne'nin başlangıç serüvenini bizimle paylaşır mısınız?

Çocuklarımız ailemize katılınca ister istemez gezmenin boyutu değişti. Evet, tabii ki çocuklarla da gezilir ama işin içinde çocuklar olunca geziler öncesi çok daha iyi araştırma yapılması ve birçok konuda hazırlıklı olunması gerekiyor. Gezilecek yerler ile ilgili araştırmalarda güvenilir kaynaklar, anne baba bakış açısı ile de tecrübeler bulunması gerekiyor. İşte bu düşünce ile ben arkadaşlarıma, dostlarıma tecrübelerimi aktarıyormuşum gibi GezenAnne.com 'da gezdiğim yerleri yazmaya başladım...

-Gezenanne.com'u ne zaman kurdunuz? Sizi bir seyahat-gezi sitesi açmaya iten sebep ne oldu?

GezenAnne.com 'u beş yıl önce kurdum, dört yıldır tam zamanlı yazıyorum. Çok severek yaptığım bir işe emek vermek, bağımsız olarak çalışabilmek ve bol bol gezmek istiyordum. Seyahat yazarlığı ve gezi sitesi bloggerliği bu isteklerimle çok güzel örtüştü. O gün, bugündür sitemde seyahat  ve farklı destinasyonlar hakkında tecrübelerimi yazıyorum. Sadece çocuklu aileler için değil, genel olarak seyahat etmeyi ve yeni yerler keşfetmeyi seven herkese hitap edecek birçok yazı birikti sitemde...

-Gezileriniz esnasında unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?

Yaşadığım yerden kilometrelerce uzakta, mesela Mersin'e geldiğimde hiç tanımadığım insanların gelip "biliyor musunuz sizden cesaret alıp çocuklarla biz de yollara düştük" demeleri, "tecrübelerinizden, yazılarınızdan çok yararlandık" diye dönüş yapmaları unutulmaz oluyor benim için.

-Yaptığınız tüm seyahatlerin masraflarını kendiniz mi karşılıyorsunuz.? Bir sponsorunuz var mı?

Ben, seyahat bloggerlığını profesyonel olarak yapmaya çalışıyorum. Gezi bazında sponsorlarım oluyor fakat uzun vadeli bir sponsorluk anlaşmam yok. Hala sponsorluk arayışlarım devam ediyor.

-Bir yere gittiğinizde o ülkenin veya şehrin yerel kültürünü daha yakından tanımak için neler yapıyorsunuz?

Bir defa, bir yere gitmeden önce orası hakkında çok iyi araştırma yapıyorum. Sadece turistik kaynakları değil, yerel insanların yorumlarını inceliyor dikkate alıyorum. Gideceğim yere vardığımda da belli başlı turistik noktaları keşfettikten sonra yerellerin alışveriş yaptığı pazarlara gidiyor, yerellerin yediği restoranlarda yemekler yiyorum, parklarını dolaşıyorum... Rutin rotaların dışına çıkıp, sokaklarda kaybolmayı seviyorum.

-Mersin'e ilk gelişiniz mi? Şehrimizle ilgili düşüncelerinizden bahseder misiniz?

Evet Mersin'e ilk gelişim. Gelmeden önce kafamdaki Mersin algısı Kız Kalesi, tantuni ve cezeryeden ibaretti. Mersin'e geldiğimde tam anlamıyla şok oldum! Sahip olduğu doğal güzelliklere bayıldım. Barındırdığı birçok önemli tarihi unsura inanamadım. Ama tüm bunların yanında beni en çok etkileyen, şaşırtan ve biraz da üzen şey: bu kadar çok önemli ve turistik unsur içeren Mersin'in bunları geniş kitlelere anlatamamış olması. Birçok kişinin kafasındaki Mersin algısı da benimkinden çok farklı değil. Oysa ki doğal güzellikler burada, harika bir deniz burada, hoşgörü burada, köklü tarih burada... Mersin'in bunu kitlelere anlatmak için daha çok çaba sarf etmesi gerektiğini düşünüyorum.

-Mersin maceranızı okuyucularımıza anlatır mısınız? Nereleri gezdiniz neler yaptınız?

Mersin'e Mersin Ticaret Odası davetiyle ben ve kendi alanında ileri gelen birkaç seyahat bloggerı arkadaşımla birlikte geldik. Amaç, Mersin'in güzelliklerini kitlelere sosyal medya hesaplarımız ve her birimizin sahip olduğumuz internet sitelerimizde yazacağımız Mersin yazıları ile anlatmak. Devir internet devri, sosyal medya devri; bizlerin her biri de bir nevi internet gazetecileriyiz. Tarsus, Mersin ve Silifke'deki tarihi ve doğal güzellikleri gezdik, fotoğraflar çektik, sosyal medya hesaplarımızda bol bol paylaşımlar yaptık. Sonuç olarak çok güzel bir çalışma ortaya çıktı. Mersinliler de çalışmayı desteklediler ve bir anda milyonlarca kişiye Mersin güzellikleri ulaştı.


-Mersin'de sizi en çok etkileyen ne oldu?

Mersin'in her zevkteki gezi ve tatil arayışındaki herkese hitap edecek değerlere sahip olmasından çok etkilendim. Eko turizm sevenler için doğal güzellikler burada, deniz tatili sevenler için turkuvaz koylar, lezzet peşinde koşanlar için harika bir mutfak, tarihe merak duyanlar için sayısı 400'ü bulan antik Bizans köyü, hepsi Mersin sınırları içinde... 

-Mersinde gördüğünüz tarihi ve doğal güzelliklerden bahseder misiniz?

Mersin'in doğal güzelliklerine bayıldım. Tarsus şelalesi, Narlıkuyu koyu, Astım mağarası harika yerler. Tarsus'un sahip olduğu tarihi  değerlere çok şaşırdım. Birçok kişi Roma seyahatinde Vatikan'ı ziyaret etmiştir ama St Paul'un Tarsus'lu olduğunu bilmiyordur mesela. Kaç yerde şehrin göbeğinden Antik bir yol geçiyordur? Tarsus'tan geçiyormuş, çok etkilendim... Mersin'i, ayaklı tarih kitabı, harika insan Lina Nasif ile gezme şerefine nail oldum ve Mersin'in nasıl bir hoşgörü şehri olduğuna bizzat şahit oldum. Anadolu'ya ve Avrupa'ya zeytinin de, buğdayın da Mersin'den gittiğini öğrendim. Yani kısaca, Mersin'in toprağını sıksan tarih, doğal güzellik fışkıracak bir yer olduğunu fark ettim.

-Biraz da Mersin'in mutfağından bahsedelim. En hoşunuza giden yöresel tat ne idi?

Mersin'de tantuni yedikten sonra bir kez daha teyit ettim: her yöresel lezzetin en güzeli, en hası yerinde oluyor. Şimdiye dek yediğim en iyi tantunileri tabii ki Mersin'de yedim. Ancak, onun yanı sıra ben sıkmaya bayıldım. Hele Mersin'in kerebiç tatlısı benim gönlümü tamamen fethetti. Sadece benim değil, sosyal medya hesaplarımda paylaştığımda kerebiç herkesin ilgisini çekti, beğenme rekorları kırdı, birçok kişi tarifini sordu...

-Embiye hanım Mersin'de mutlaka yapın dediğiniz aktiviteleri okuyucularımızla paylaşır mısınız?

Mersin'de mutlaka bir koya karşı oturun, denizinin güzelliğinin tadını çıkartın. En az bir tane mağara gezin, doğa ananın gücünü gözlerinizle görün. Tarsus'un tarihi evler ile bezeli sokaklarını adımlayın, Tarsus Ulu Cami'nin bahçesinde oturup huzurunu hissedin. Mersin'in upuzun sahilinde güzel bir yürüyüş yapın ve mutlaka birkaç farklı yerde tantuni yiyin...

-Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Mersin'in daha iyi anlatılıp çok geniş kitlelere tanıtılması için en büyük görev Mersinlilere düşüyor diye düşünüyorum. Önce Mersinliler sahip oldukları muazzam değerlerin farkında olmalılar, onlara sahip çıkmalılar. Bazen buradakinin onda birini görmek için ta dünyanın öbür ucuna gittiğimiz oluyor, oysa ki Mersin'de insanların haberdar bile olmadığı birçok şey var. Mersinliler ve biz seyahat yazarları hep birlikte el ele verip bunları insanlara anlatmalıyız...