Fethi Paşa Korusu
Günlerden 29 Ekim, bayraklar elimizde, sallaya sallaya gezintimize başladık. İlk önce, az öz, biraz koru havası alalım diye Fethi Paşa korusuna gittik. Fethi Paşa korusu Üsküdar'ın hemen yanında, İstanbul Boğazı'nı tepeden gören minik bir koru. Bu minik koru bile insanın doğada olduğunu hissetmesi, mevsimlerin değişimini doğada gözlemleyebilmesi; İstanbul'un kargaşasından uzakta, ağaçlarla çiçeklerle, börtü böcekle huzur bulması için yeterli...İyi hoş ama Fethi Paşa korusu da İstanbul'un değişik yerlere kurulmuş olan tarihi koruları gibi bir dağ sırtına kurulmuş ve buralarda bebek arabası ile dolaşmak biraz yorucu. Bir de engelli ulaşımı hesaba katılmamış olan korunun ilk kısmındaki dik merdivenleri ile karşılaşınca bir kat daha yorucu oldu.
Biz yine de yılmadık, o dik merdivenlerden bebek arabasını iki kişi taşıyarak çıktık. (Çıktıktan sonra fark ettik ki koru içine hemen girmeyip, yandaki araba yolu ile belediye tesisine kadar çıkmak daha mantıklı.) Belediye tarafından cafe ve restoran olarak işletilen güzel köşklere şöyle bir baktık, güzelliklerine ve manzaralarına hayran kaldık...
Daha sonra koru içine girip, güzel bir yürüyüş yaptık. Şehirde doğa ile iç içe yaşamayı ne kadar çok özlediğimizi bir kez daha fark ettik. Yürüyüş yolları, ağaçlar arasındaki koşu yolları, jimnastik aletleri ile Fethi Paşa korusu güzel düzenlenmiş. Adeta gelin, doğa içinde yürüyüş yapın, koşun, spor yapın diyor. Keşke her semtte böyle bir koru olabilse...
Tarihi Kanaat Lokantası'nda Yemek
Fethi Paşa sonrası Üsküdar merkeze gittik. Doğa içinde biraz yorucu bir yürüyüş yapmaktan iyice acıkmıştık. Tarihi Kanaat lokantasına oturduk, en lezziz etli yemeklerinden saç kavurma, Özbek pilavı ve zeytin yağlılar ile şahane bir yemek yeyip üzerine de bol fıstıklı irmik helvası ve kaymaklı ekmek kadayıf ile bir güzel enerji depoladık...Kız Kulesi
İstanbul gezimizde son durağımız Kız Kulesi'ydi. Tam da gün batımının yaklaştığı saatlerde ulaştık Salacak sahiline. Karşıda Topkapı Sarayı, tarihi yarımada, Galata Kulesi; önümüzde turkuvaz suları ile İstanbul Boğazı ve deniz ortasındaki Kız Kulesi. İnsanı alıp götüren, müthiş bir manzara vardı...Kız Kulesi'ne nasıl gidilir, giriş ücreti ne kadar?
Kız Kulesi karşımızda duruyorken kuleye çıkmamak olmazdı elbet. Salacak'tan Kız Kulesi'ne 15 dakikada bir ring seferler yapan botlar var. Sahildeki bilet gişesinden biletlerimizi aldık ve botla kulenin bulunduğu adacığa geçtik. (Bilet fiyatı tam: 20TL, öğrenci: 10TL, küçük çocuklar ücretsiz; bilet fiyatına dahil olan: ulaşım, Kız Kulesi adasına giriş, efsaneler sergisi ve seyir terası)Kız Kulesi gezimiz
Oğlumla denizin ortasındaki bir kulede bulunmak çok keyifliydi. Hemen kuleye girip seyir terasına çıktık. Dürbünle İstanbul'a bir göz attı oğlum, hava kararmak üzereydi ama bu oğlumun eğlenmesine engel değildi.Kız Kulesi'nin içi
Kule içine girdik Kız Kulesi ile ilgili efsanelerin anlatıldığı bölüme bir göz attık. Kulenin tarihten günümüze ne amaçlarla kullanıldığını inceledik, kimi bir su deposu olmuş, kimi kılavuz...Son olarak da hediyelik eşya mağazasına inip olmazsa olmaz hatıra magnetimizi aldık.
İstanbul'un simgelerinden Kız Kulesi'nde çok keyifli vakit geçirdik. O günden sonra oğlumun hafızasında Kız Kulesi yer etti, nerede kulenin bir resmini görse hemen tanıdı...
Gezi Tarihi: Ekim 2014