Datça yarımadasına nasıl gidilir?
Datça'nın bakirliğini koruyabilmiş olmasının en önemli etkeni yolunun uzaklığı. Datça yarımadasına girerken aşılması gereken virajlı yollar Batı Karadeniz'in virajlı yollarını görmüş bizler için çok da problem değil aslında. Ancak özellikle İstanbul'dan kesintisiz gelindiğinde aşılması gereken on, on iki saati bulan araba yolculuğu, bir kez daha düşünmemize sebep oluyor.Uzak, zorlu demeyip Datça'nın güzel koylarının ve güzel havasının tadını çıkarmak isteyen zaman içinde pek çok müdavimi olmuş. Öyle ki yıllar önce gelip serin sularına bayıldığımız bir zamanların pek bir kimsenin bilmediği Palamutbükü bugün pansiyon ve apart cenneti olmuş. Kulaktan kulağa güzellikleri nam salan Datça koyları özellikle sezonda gidildiğinde dopdolu. Yine de diğer popüler tatil yörelerine göre biraz daha sakin ve çok daha sessiz kalmayı başarmış.
Çoğunluk yerli turistler doldurmuş koyları. Buralara kadar gelmiş tek tük yabancı turisti ise taktir etmemek mümkün değil. Güzel deniz ve bakir doğayı keşfetmek uğruna hava alanına uzak, yol uzun demeden ta buralara kadar gelmişler.
Datça'da konaklama
Her bütçeden tatilciye göre yerler var Datça'da. Pansiyon, apart, bungalovda ekonomik tatil yapmak isteyene de, daha butik bir yerde daha elit ortamda olmayı tercih edene de. Bir tek koca koca oteller yok. Bakirliği de bu sayede korunmuş...Datça merkezden Mesudiye'ye doğru yollar
Biz Datça Merkezi geçip 18 km ilerideki Mesudiye'ye doğru yöneldik. Yarımadanın girişindeki çok virajlı yollar, içine doğru ilerledikçe düzleşti.Ancak dağ yamaçlarından yarımadanın ortası boyunca ilerleyen yoldan kıyılara ulaşmak istediğimizde ormanların arasından dağın eteğine sonra da sahile doğru ilerlediğimiz yine bol virajlı yollarla karşılaştık. Yollar boyunca ilerlerken karşıdaki lacivert deniz manzarası ise müthiş...
Mesudiye Kızılbük'te Gabaklar Pansiyon
Mesudiye Kızılbük'te buradaki bir başka efsane Gabaklar Pansiyon'da konakladık. Bol bol Kızılbük'ün güzel denizine girdik. Deniz, Datça'daki pek çok koy gibi çok hafif dalgalı, çakıl taş zeminli ve hemen derinleşen cinstendi. Bodrum'da görmüş olduğumuz rüya gibi denizlerden değildi, ancak zaman zaman çıkan dalgasıyla, sizinle birlikte yüzen balıklarıyla deniz gibi denizdi. Ortam ise tam kafa dinlemelikti...Datça Mesudiye Koyları
Kızılbük
Kızılbük'te Gabaklar Pansiyon ve Kızılbük Ahşap Evleri dışında başka tesis yok. Bu tesislerden birinde kalındığında koy emrinize amade ancak otellerde kalanlardan çok günübirlik gelenler plajı dolduruyor.Hayıtbükü
Kızılbük'e varmadan, ilk önce Hayıtbükü ile karşılaşıyorsunuz. Her iki bük de aynı koyda ancak Hayıtbükü'nden Kızılbük'e ulaşmak için oldukça dik küçük bir tepenin aşılması gerekiyor. Arabayla o tepeyi aşmak ise biraz cesaret istiyor.Hayıtbükü oldukça küçük bir yer olmasına rağmen Mesudiye'deki en kalabalık büklerden. Kızılbük ile farklı yöne baktığından büklerin birinde dalga olduğunda diğeri dalgasız olabiliyor. Hayıtbükü'nde biraz daha fazla pansiyon tipi konaklama seçeneği ve yemek yiyip vakit geçirilecek yer bulunuyor. Ayrıca ufak bir yat limanı da var.
Ovabükü
Hayıtbükü'nün hemen yanındaki koyda ise upuzun sahilli Ovabükü bulunuyor. Bol bol pansiyon tipi konaklama yeri bulunan Ovabükü, Hayıtbükü'nün büyük, Palatmükü'nün küçük bir versiyonu gibi. Bu ünlü iki koy arasında yer alan Ovabükü sanki diğerlerinin popülaritesi içinde gözden kaçmış daha sakin bir yer görünümünde.Ovabükü'nden Palamutbükü'ne sahil yolu yolculuğu
Palamutbükü'ne Ovabükü'nden sahil boyunca tepelerin yamacından açılmış yoldan gidebileceği gibi Mesudiye ayırımından sapmayıp anayoldan da gidilebiliyor. Ancak sahil yolu bana göre çok daha kısa ve keyifli.Palamutbükü
Palamutbükü'ne yıllar önce çok daha az kişi tarafından bilindiği bir dönemde gitmiştik. Balıklarla birlikte yüzdüğümüz berrak suları yaz sıcağında buz gibi gelmişti. Sahil boyunca tek tük birkaç tesis vardı. Artık kulaktan kulağa namı arttığından koy tamamen pansiyon apart türü tesilerle dolmuş. Eski halini bildiğimden bana göre biraz fazla kalabalıklaşmış.Datça Merkez
Koylar dışında, Datça Merkez'e de gittik.Datça merkez plajı
Ufak sahilinde bir dolaştık. Plajı kum, denizi kumdu ancak denizde yer yer yosunlar gözüküyordu.Eski Datça
Eski Datça'ya gittik. Hemen her evin butik bir tesise dönüştürüldüğü minik mahalleden çok keyif aldık.Knidos antik kenti
Datça yarımadasının en ucunda bulunan Knidos antik kentine gittik. Antik kenti ziyaret etmek istememizin sebebi tarihinden çok coğrafi konumuydu: Bir tarafında Ege Denizi diğerinde Akdeniz.Datça bademleri
Badem diyarı Datça'nın tam da mevsiminde gittiğimizden taze sütlü bademlerini de tattık, deniz kenarındaki masalarda lezzetli balıklarını da. Telaş ve gürültüden uzak, gündüzleri dalga sesleri, akşamları cırcır böcekleri eşliğinde güzel bir tatil geçirdik.Datça'da konaklama
Datça otel çeşitliliği açısından her bütçeden tatilciye göre yerler sunuyor.
Gezi Tarihi: Ağustos 2013