Güneşli bir haftasonu oğlumu tramvaydı, metroydu, vapurdu tanıtalım dedik. Vesile ile İstanbul'un tarihi yarımadasını gezelim şöyle bir Sultanahmet, kapalı çarşı yapalım, kendi şehrimizde turist olmak nasılmış bir hatırlayalım dedik.
Kadıköy'de vapura bindik ve hafifçe serin esen bir rüzgarda martılar ve dalgalar eşliğinde Kız Kulesi'ni, Topkapı Sarayı'nı, Galata Kulesi'ni, Galata Köprüsü'nü seyrede seyrede ulaştık Eminönü'ne.
Sulatanahmet Meydanı
İnince biraz Sirkeci sahilinde dolaştıktan sonra oğluşumu ilk defa tramvaya bindirip Sultanahmet'e çıktık. Dikilitaşların bulunduğu Hipodrom meydanında dolaştık. Meydan tam küçük çocukların koşuşturabileceği bir yer. Güvercinleri kovaladık, dikilitaşları inceledik, bir güzel eğlendik.Kapalıçarşı
Oradan Çemberlitaş'a doğru yürüyüp Kapalıçarşı'ya gittik. Turistler gibi çarşının büyülü sokaklarına bakına bakına ilerledik.Mısır Çarşısı
Kapalıçarşı'dan çıkıp Mahmutpaşa'ya oradan da Mısır çarşısına geçtik. Baharatıydı, lokumuydu, çereziydi, hediyelikleriydi Mısır çarşısındaki rengarenk ortam aslında Kapalı çarşıya göre daha bir hoşuma gider her zaman... O kokular, renk cümbüşü hele de aceleniz yoksa alır insanı bambaşka diyarlara götürüverir...Eminönü'nde nerede yemek yesek?
İstanbul gece de güzel
Karnımızı iyice doyurduğumuzda vakit epey bir ilerlemişti. Hızla iskeleye yürüyüp Kadıköy vapuruna yetiştik. Üç katlı yeni vapurlardan biriydi vapurumuz. Püfür püfür rüzgarda bir de güzel İstanbul'umuzu gece seyretmenin keyfiyle ulaştık karşıya...Gezi Tarihi: Eylül 2012
İlgili Yazılarım: