Cansu Alabalık o bölgedeki diğer yerlere göre gerçekten çok iyi bir tesis. Çok geniş bir alana kurulmuş. Suni göleti, alabalık dereleri, kapalı restoranı, önündeki güzel bahçesi, restoranın yanındaki daha ulu ağaçlı bizim de oturduğumuz geniş masalı alan, bol bol top oynanabilecek yeşil çimenler. En güzeli de hepsinin düzlük bir alanda olması. Biz masalarda oturup dinlenirken oğluş bol bol top oynadı, biz de hem dinlendik hem de bir taraftan onu oturduğumuz yerden rahatça izleyebildik. Hatta bu kadar düzlük bir alan olduğunu bilseydik oğlumun bisikletini de getirebilirdik diye düşündük.
Cansu'nun sınırsız serpme kahvaltısı çok popüler. Serpme şeklinde donatılan masada tabaklar boşaldıkça dolduruluyormuş. Biz kahvaltıya değil, öğle saatlerinde yemeğe gittik, ancak vardığımızda otoparkı İstanbul'dan kahvaltı etmek için gelenler ile dopdoluydu.Yemekleri de gayet başarılıydı. Biz alabalık harici köfte, et gibi yiyecekleri tercih ettik. Kiremitte köfte, ızgara köfte hepsi gayet iyiydi. Suyu ise doğal kaynak suyundan soğuk soğuk çeşmeden içilebiliyordu. Yemek sonrası da masaya gelen çaydanlıktan çaylarımızı da içtikten sonra etrafı şöyle bir turlamaya başladık.
Arka taraftaki göletin olduğu bölgede ata binme, gölette balık tutma, langırt oynama gibi aktiviteler var. Göletin etrafında turlamak da gayet keyifli. Göl kenarındaki banklarda oturup göldeki ördekleri besleyebilirsiniz. Ya da öylece oturup ortamın tadına varabilirsiniz.
Akşam üstü tatlı bir esinti çıktı ortam daha da güzelleşti. Bir çaydanlık daha çay aldık. Çocuklar çimenlerde oynarken biz bir güzel çay keyfi yaptık. Keyif yaparken bir de süpriz yaşandı. Ortalıkta dolaşan arılardan bir tanesi gelip kolumu sokuverdi. Hemen doktor ablamızın gayet tıbbi bir uygulaması ile iğne çıkarılıp üzerine bulaşık deterjanı sürüldü :) Çeşmeden şişe şişe soğuk su doldurulup sokulan yerin üstüne konuldu. Bu da o günün hatırası oldu, olan bize olsun yeter ki oğluşa olmasın deyip akşam üstü Cansu'dan ayrıldık.
Gezi Tarihi: Temmuz 2012