Tarsus sokaklarında dolaşırken şaşkınlık ve hayranlığımız birbirine karıştı. Bak, şurası Kleopatra'nın altından geçtiği antik Kleopatra Kapısı; hemen ileride şehrin göbeğinde kanlı canlı duran Antik Yol'dan Sezar, Marcus Antonius ve Kleopatra yürüdü; Hristiyanlık aleminin en önemli kişilerinden St Paul biraz ilerideki evde doğdu, büyüdü... Ve daha birçokları...

Dile kolay, 8000 yıllık bir kent Tarsus! Tarihten günümüze ismi bile hiç değişmeden ulaşmış. Her tarafından tarih fışkıran Tarsus sokaklarını fotoğraf makinelerimizle keşfederken, bizi gören yerli halkın hemen dikkatini çektik. Çünkü, çoğu yeri restore de edilmiş, böylesi bir hazine çok da bilinmediğinden, günümüzde popüler gezi rotaları arasında yer almıyor. Tarihle iç içe yaşamaya alışmış yerli halk, okuldan çıkmış çocuklar da "Bak turistler gelmiş!" deyip, sıcak tavırları ile bizlere poz verdi...

Tarsus'ta gezilecek yerler

Kleopatra Kapısı

Biz de Tarsus'a girişimizi, bir zamanlar Marcus Antonius'un Kleopatra'yı karşıladığı Kleopatra Kapısı'sından yaptık. Günümüzde denizden 15 km içeride olan Tarsus o zamanlarda deniz kıyısında önemli bir limanmış. Tarsus'un antik şehir surlarından ayakta kalan tek parçası olan bu kapı tarihte "Deniz Kapısı", "Silifke Kapısı", "St Paul Kapısı" olarak da anılmış. 8,50 metre yüksekliği, 5,60 m genişliği ile Kleopatra kapısı Tarsus gezisine başlamak için güzel bir nokta.

Antik Yol

Tarsus sokaklarında dolaşmaya devam ettik. Baktık şehrin göbeğinde, benzerlerine Roma'da görmeye alışmış olduğumuz, bir Antik Yol var. Kenarında yer yer antik sütunlar dikilmiş, ancak büyük bölümünün hala toprak altında olduğu görülebilen antik bir yerleşim. Antik şehrin siyah bazalt taşları ile kaplı yol bölümü hasarsız olarak karşımızda duruyordu. Bu kadar iyi durumdaki Antik Yol, toprak biraz kazılsa Tarsus'ta neler bulunacağının çok iyi bir göstergesi. Burası da, 1993 yılında Tarsus Belediyesi'nin kapalı otopark kazısında tesadüfen bulunmuş.

Romalılar tarafında M.Ö. 1.yy'da yapılmış olan yol üzerinden tarihte, Sezar, St Paul, Marcus Antonius, Kleopatra ve daha birçok ünlü kişi yürümüş. Antik yolun 2,2 m altında, 0,7 m genişliğinde bir kanal bulunuyor. Yolun iki yanındaki evlere açılan bu kanal, evlerdeki atıkların ve yağmur sularının aktığı dünyanın ilk kanalizasyon sisteminin uygulandığı yerlerden.

St Paul Kuyusu

Antik Yol yanındaki sokaktan biraz yürüdük ve Hristiyanların önemli hac noktalarından St. Paul'ün Kuyusu yanında bulduk kendimizi. Hristiyanlık inancının çok önemli kişilerinden, Küçük Asya havarisi olarak bilinen Aziz Paul, Tarsus doğumlu. St Paul, Hristiyanlığın Kudüs'ten Anadolu'ya, buradan da Avrupa'nın içlerine yayılmasını sağlayan kişi. Evi yanındaki kuyusunun suyunun da mucizevi olduğuna inanılıyor. Restore edilmiş ve oldukça iyi durumda görünen kuyunun yanında üstü camla kaplanmış, toprak altındaki St.Paul'ün doğduğu ev de görülebiliyor.

Eski Tarsus Evleri

St Paul kuyusuna açılan sokaklar, çok güzel restore edilmiş Eski Tarsus evleri ile bezeli. Tarihten kopmuş gelmiş o güzel evleri gördüğümüzde, ayaklarımız bizden önce eski evlerin süslediği sokaklara doğru yöneldi. Taş, kerpiç ve ahşabın uyum içinde kullanıldığı tarihi evler arasında yürüyorken tarih sayfalarında dolaşıyormuş gibi hissediyor insan. Zaten birçok film yapımcısının da dikkatini çekmiş olan bu evler, Issız Adam, Beynelmilel, Kurtlar Vadisi Filistin gibi filmlerin doğal dekoru olarak kullanılmış.

Çoğu 19.yy.'a ait olan Tarsus Evleri, o dönemde Tarsus'ta tarıma dayalı olarak zenginleşmiş nüfusun yansıması. Eski Tarsus evlerinin, "işlik" olarak isimlendirilen yüksek tavanlı alt katları hayvanların barınağı veya Çukurova'nın hacimli ürünü pamuğun depolandığı yer olarak kullanılmış. Oldukça sade olan geleneksel Tarsus evlerinin en belirgin yeri süslü kapıları.

Ulu Cami

Tarsus şehir merkezinin güneyinden devam ettik ve Ulu Cami'yi bulduk. Ulu Cami, bana göre Tarsus'taki en güzel yapılardan. Minarelerinden biri saat kulesi olan kaç cami biliyorsunuz? İşte, Ulu Cami onlardan biri. Güzel iç mimarisi, bir yanında saat kulesi bulunan huzurlu avlusu, şadırvanı... Bir köşesine oturun ve güzelliğini, insana verdiği huzuru sonuna kadar hissedin...

Cami, tek başına canlı bir tarih kitabı özelliğinde. Üzerinde Tarsus'tan gelmiş geçmiş birçok medeniyetin izleri kalmış. İlk evresi 788 yılından Harun Reşit zamanından. 962'de Tarsus Bizanslılar tarafından işgal edilince kiliseye dönüştürülmüş. (Hep tam tersini duyarız ama Ulu Cami o kadar eski ki önce cami, sonra kilise, sonra yine cami olmuş.) 1360'da Memlükler Tarsus'u ele geçirmiş ve iki yıl sonra şu anada bulunan minaresini yaptırmış. 1579'da Ramazanoğulları'ndan İbrahim Bey caminin şu anki görünümünü ve yanındaki Kırkkaşık Bedesteni'ni yaptırmış. En son Osmanlılar tarafından 1895 yılında köşesindeki saat kulesi (kulede saatin üstünde kuleyi yapan mimarının başının kabartması var), 1905 yılında şadırvan yapılmış.

Kırkkaşık Bedesteni

Ulu Cami yanındaki Kırkkaşık Bedesteni'ne girdiğimizde Tarsus'lu kadınların sıcacık misafirperverliği ile karşılaştık. Bir bedesten düşünün ki tüm 16 dükkanı kadınlar tarafından işletilsin. Şahane değil mi? Dükkanları işleten kadınlardan Kırkkaşık Bedesteni'nin hikayesini dinledik, ikram ettikleri Tarsus'un baharat ve ceviz karışımlı geleneksel bir içeceği olan "kaynar" içtik...

İsmini, dış duvarındaki kaşık süslemelerinden alan tarihi bedesten tarihte medrese ve açların doyurulduğu bir aş evi olarak kullanılmış. Günümüzde yöresel el sanatlarının sergilendiği, turistik eşyaların satıldığı ve Tarsus'a has tatların sunulduğu bir yer olarak kullanılıyor.

Yeni Hamam

Ulu Cami'nin hemen yanındaki Yeni Hamam yanından geçip Tarsus sokaklarında dolaşmaya devam ettik. Yeni Hamam, 1785 yılında inşa edilmiş tarihi bir hamam. Büyüklü küçüklü kubbeleri ile ilginç bir mimariye sahip. Halen kullanılan hamamda, soğukluk, sıcaklık, külhan (ateşin yakıldığı kısım) bölümleri ile tarihi ortamda hamam keyfi yapmak mümkün.

Makam-ı Danyal Camii

Kırkkaşık Bedesteni'ndeki kadınlar, işleri iyi gitsin diye sık sık Makam-ı Danyal Camii'ne duaya gittiklerini söylemişlerdi. Biz de, restore edilmeyi bekleyen Tarsus evleri yanından kısa bir yürüyüş yaptık ve Ulu Cami'nin kuzeyinde, Kubat Paşa Medresesi'ni geçtikten hemen sonra Makam-ı Danyal Camii bulduk.

Danyal Peygamber'in Makamı (Makam-ı Danyal) caminin içinde Danyal Peygamber'in mezarı bulunduğundan Makam-ı Şerif Camii olarak da adlandırılmış. Danyal Peygamber, Hz. Yakup'un teyzezadesi olup kendine genç yaşta Peygamberlik verilmiş bir Yahudi Paygamberi. Tarsus'ta yaşanan kuraklık sebebiyle Kudüs'ten Tarsus'a yağmur duası için gelmiş ve gelişinin bir yıl sonrası Tarsus'ta tarım ürünleri bereketi görülmüş. "Bereket Peygamberi" olarak adlandırılan Danyal Peygamber Tarsus'ta ölmüş ve kendisi için yaptırılan Makam-ı Danyal Nebi Cami'ne Türbe kısmına defnedilmiş.

Kemeraltı (Altından Geçme)

Tarihi bir şehirde dolaşmanın güzelliği, her tarafta eskiden günümüze ulaşmayı başarmış yapılar ile karşılaşılıyor. Roma döneminden kalan bir hamam kalıntısı olan Kemeraltı da, insanların yoğun olarak geçtiği Kemeraltı çarşısının hemen yanında. Hamamın günümüze ulaşmayı başarmış 8,5 metre yüksekliğindeki güney duvarındaki oyuk yol olarak kullanılınca, buraya halk tarafından "altından geçme" denilmiş.

Şemsiyeli Sokak

Tarihi ve turistik yerlerin en güzel yerlerinden biri de çarşılarıdır bana göre. Bu çarşılarda dolaşarak, günlük yaşantı, yöre insanı, el zanaatları ve yöresel mutfak hakkında birçok ipucu bulunabilir. "Altından geçme" yanındaki Kemeraltı çarşısı böyle bir çarşı. Son zamanlarda çarşının her üç sokağına bir güzellik yapılıp rengarenk şemsiyeler ile çarşı kaplanmış. Görsel olarak da harika bir yer ortaya çıkmış.

Eski Camii

Kemeraltı yakınlarındaki Eski Cami, Tarsus'taki en eski ibadet yerlerinden. Yapılış tarihi tam bilinmemekle birlikte St.Paul anısına yapılmış kiliselerden biri olduğu düşünülüyor. 1415 yılında Ramazanoğulları Beyliği zamanında camiye döüştürülmüş, mihrab ve minare eklenmiş.

Şahmeran Hamamı

Eski Cami'nin bulunduğu meydanın ortasında bir Şahmeran heykeli bulunuyor. Çünkü yılanların şahı olarak bilinen Şahmeran efsanesinin Tarsus'ta geçtiği rivayet edilmekte. Hatta meydanın hemen arka sokağındaki Şahmeran Hamamı'nın efsanede Şahmeran'ın öldürüldüğü yer olduğu anlatılmakta. İnşa tarihi tam olarak bilinmeyen Şahmeran Hamamı 15.yy'da Ramazanoğulları zamanında, Romalılardan kalma bir hamam temeli üzerine yapıldığı tahmin ediliyor. Soyunmalık, ılıklık, sıcaklık ve külhan bölümlerinden oluşan hamam günümüzde hala kullanılmakta.

Lokman Hekim

Efsanelerden devam edecek olursak efsanelere konu olmuş Lokman Hekim'in de Tarsus'lu olduğuna inanılıyor. Tarsus'taki inanışa göre Lokman Hekim sağlık ve şifanın sırlarını bilen kişidir. Efsaneye göre Lokman Hekim ölümsüzlük iksirini bulmuş ancak iksiri yazdığı kağıt rüzgar tarafından elinden uçurulmuş ve Tarsus'tan geçen Berdan nehrine düşerek derin sularda kaybolmuş.

St. Paul Anıt Müzesi (kilisesi)

Tarsus şehir merkezini keşif turumuzda son olarak şehrin güneyindeki St. Paul Anıt Müzesi'ne gittik. St. Paul anısına tarihte Tarsus'ta birçok kilise yapılmış ancak ayakta kalmış tek kilise bu olmuş. St Paul kilisesi aynı zamnda St. Paul anısına yapılmış en eski kilise. Sonradan Ortodoks kilisesi olan yapı, 1923 yılında Hristiyan nüfus Tarsus'u terk edince farklı amaçlarla kullanılmış. En son 1994 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından koruma altına alınarak Anıt Müze olmuş.

Eshab-ı Kehf (Yedi uyurlar) mağarası

Biz Tarsus gezimizde Tarsus merkezdeki yerleri gezdik, çevresini çok dolaşamadık ancak Tarsus'ta gezilecek yerler deyince Tarsus dışında çok önemli bir durak daha var: Eshab-ı Kehf (Yedi Uyurlar) mağarası. Anadolu'da, Yedi Uyurlar'ın uyuduklarına inanılan birkaç yer var, bunlardan biri Tarsus'a 12 km uzaklıktaki Dedeler köyünde. Yedi Uyurlar'ın, Encülüs dağı eteklerinde bulunan bir mağarada 309 yıl boyunca uyuduğu anlatılır. Kuran-ı Kerim'de Eshab-ı Kehf suresinde de geçen Yedi Uyurlar'ın İslamiyet'te de önemi büyüktür. 1872'de mağara üstüne bir de cami yapılmış olan Eshab-ı Kehf günümüzde inanç turizminin önemli bir durağı.

Tarsus şelalesi

Çoğu yerde bir şelale görmek için dağ tepe gider, büyük uğraşlar veririz. Oysa ki Tarsus'taki Tarsus Şelalesi şehir merkezine sadece 2 km uzaklıkta. Soğuk su anlamına gelen Berdan nehri üzerindeki şelale özellikle bahar aylarında daha bir coşan suları ile muhteşem. Şelale etrafında birçok restoran ve çay bahçesi bulunan bir park alanı var.

Şelalenin oluşumu da bir hayli ilginç. Bizans İmparatoru Justinyen (M.S. 527-565) kenti su baskınlarından korumak için Berdan nehrinin yatağı değiştirilmiş ve sonuçta 15m yükseklikten akan şelale ortaya çıkmış. Efsaneler şehri Tarsus'ta, Berdan nehri ile ilgili efsane de yok değil. Rivayete göre Büyük İskender Berdan (Antik Kydnos) nehrinin soğuk sularında yıkandıktan sonra zatürre olmuş ve bir daha iyileşemeyerek kısa bir süre sonra Suriye'de ölmüş.

Tarsus Gezilecek Yerler Haritası

Tarsus'ta gezilecek yerlerin haritada konumlarını işaretledim. Yukarıda bahsi geçen tüm yerleri haritada bulabilirsiniz. Haritayı küçültüp büyütebilir, imgelerin üstüne tıklayarak neresi olduklarını görebilirsiniz.


Tarsus nerede?

Mersin'in nüfus bakımından en büyük ilçesi olan Tarsus, Akdeniz Bölgesinde, Mersin ile Adana arasında yer alıyor.

Tarsus'a nasıl gidilir?

Tarsus'a gitmenin en kısa yolu Adana Şakirpaşa havaalanı. Havaalanından yaklaşık 40 dakikada Tarsus'ta olunuyor (40 km). Havaalanından Tarsus'a Havaş transferi de mevcut. Yaklaşık bir buçuk saatlik İstanbul Adana uçuşunu da hesaba kattığımızda toplamda iki saatte İstanbul'dan kalkıp Tarsus'ta olunabiliyor. Yani, her köşesi tarih dolu efsaneler şehri, İpek Yolu üzerindeki 8000 yıllık Tarsus hepimizin yanı başında; tarihi yerleri ve turistik yerleri ile hepimizi bekliyor.

Gezi Tarihi: Nisan 2016
İlgili Yazılarım: