Maşukiye, İstanbul'un yanı başındaki yeşil vaha. Bir dere kenarında, ulu ağaçlarla dolu bir orman ve ormanın içinde ciğerlerinizine bayram ettirebildiğiniz güzel yer. Maşukiye vadisinde dere kenarında sıralı irili ufaklı bir sürü alabalık restoranı var. Biz onlar arasında en popüleri olan Vadi Restoran'da oturmaya karar verdik.
Vadi Restoran, Maşukiye vadisindeki alabalık restoranlarının ilki. Dere kenarında genişçe bir alana kurulu. İster şırıl şırıl akan derenin yanında, ister ulu ağaçların arasında, isterseniz de kapalı mekanında oturabiliyorsunuz. Alanı geniş olmakla birlikte genel olarak doğaya ve ormana çok fazla dokunulmamış, daha çok ormanda ağaçlar arasında ayaklarınız toprağa değerek piknik yapıyorsunuz havasında...
Restoran girişindeki otorparka arabımızı park ettik. Şırıl şırıl akan şelalesi yanından geçip masamıza doğru yöneldik.
Akşam üstü bir saatte gittiğimizden dolu masalar seyrelmiş, ortalık sakinleşmiş, harika bir dinginlik hakim olmuştu ortalığa. Dere kenarındaki ahşap balkonda, mini çocuk parkını da görebileceğimiz bir masaya oturduk. Biz ortamın tadını çıkarttık, oğlum da ağaçlar arasında bol bol sallandığı salıncağının...

Yeme içme konusunda bu tarz alabalık restoranlarında çok da fazla beklentim olmaz. Buradaki sıra sıra alabalıkçıların da hemen hepsinde menü bellidir: kiremitte alabalık, kaşarlı mantar, kiremitte yöresel peynir veya yine fırında pişirilmiş etli çeşitler. Restoranlar arasındaki en büyük fark buradaki gibi içkili veya içkisiz olmalarıdır. Biz de mantarımızı, peynirimizi söyledik. Çok alabalık düşkünü olmadığımızdan pirzola istedik. Lezzetler fena değildi. Kiremitte kemikleri kömürleşerek pişmiş, yağları güveçte birikmiş pirzola ilginçti.
Güzel bir ortamda güzel bir yemek yedik. Kimi minik köprülerin üzerinden geçip etrafta dolaştık. Kimi balıkların yüzdüğü alabalık havuzuna bakındık. Her şeyden güzeli de akşamın yaklaştığı saatlerde, doğa içinde sakin, huzurlu çok güzel vakit geçirdik...


Gezi Tarihi: Nisan 2014