Beypazarı'nın birçoğu tescilli ne çok lezzeti varmış. Havucu, kurusu, maden suyu zaten tüm Türkiye'de ünlü. Beypazarı'nı ziyaret ettiğimizde gördük ki lezzetleri sadece bu üçü ile sınırlı değil: güveci, 80 katlı baklavası, incecik yaprak dolması, tarhanası ve daha nicesi... Beypazarı gezimizde bu lezzetlerden bol bol tattık, tarihi bir ortamda kendimize ufak ziyafetler çektik...

Beypazarı Güveci, Yaprak Sarması, Höşmerim tatlısı

Karnımız acıkmış olarak Beypazarı sokaklarında nerede, ne yesek diye bakınırken birden oturmuş güveç yiyen Vedat Milor resmi çıktı karşımıza. Meğer tarihi taş fırınlarda güveçte uzun uzun pişirilen etli pilav da meşhurmuş buralarda. Okları takip ettik çarşının hemen yan sokağındaki Tarihi Güveç Fırını'nı bulduk.
1300'lerden kalma eski tarihi fırın hala bilfiil çalışıyordu. "Fırın üstündeki tuğraya bakın dedi" sahibi "oradan ne kadar eski olduğunu görebiliyorsunuz".
Fırına, fırından çıkmış etli pilavlara, nar gibi pişmiş etlere göz attık. İştahımız iyice bir açılmış olarak sokağa atılmış olan masalara kurulduk.
Güveç dışında yoğurt, turşu ve Beypazarı'nın diğer ünlü lezzeti incecik yaprak sarması ile masamızı donattık. Tüm lezzetler şahaneydi, bayıla bayıla hepsini götürdük.

Bir de höşmerim tatlısı yapıyoruz dediler. Hadi dedik onu da tadalım. Üstü hafif kıtır kıtır, bir nevi un helvası olan höşmerim taze taze hazırlandı. Biraz ılımasını bekledik ve ne güzel bir tatlıymış diye diye afiyetle yedik.

Beypazarı Kurusu

Süt, tereyağ, un ile hazırlanan meşhur kurular Beypazarı'nın tarihi taş fırınlarında pişiriliyor. Beypazarı çarşısında dolaşırken tezgahlara konulmuş tazecik kurulardan alabiliyorsunuz. Veya hemen yan sokaklara geçip bilinen başlıca markalar olan Arabul ya da Cihan kurularının fırınlarını bulup yerinden alabiliyorsunuz.

Zaten aşına olduğumuz bu Beypazarı lezzetinden biz de aldık. Ancak alırken fark ettik ki hangi markanın içeriğine baksak bu "geleneksel" lezzetin içeriğinde margarin var. Bunun hasını, sadece tereyağlısını yapan yok mu diye sorduğumuzda bahane hazırdı: tereyağ insanlara ağır geliyor, reçete de tek, hepsi aynı formülle yapılıyor diye. Nerede kaldı bunun gelenekselliği?! Yazık, geleneksel lezzetlere sahip çıkılmalı, hası nasılsa öyle yapılmasına titizlikle önem verilmeli diye düşünüyorum.


Beypazarı Havucu, Havuç Lokumu

Türkiye'nin havuç üretiminin neredeyse yarısını gerçekleştiren bir ilçede havuç ve türevlerinden oluşan lezzetler pek tabii oluyor. Beypazarı sokaklarında havuç suyu satan birçok yer bulunuyor. Tabii sadece suyu değil lokumu, cezeryesi bilimum tatlıları...

Biz de döner şeklinde hazırlanıp kesilerek satılan havuç lokumunu beğendik. Havucun doğal şekeri olduğundan çok az şeker ilavesi ile yapılan bu tatlıları afiyetle yedik.

Beypazarı 80 Katlı Baklavası, Yağlıcası, Gözlemesi, Bazlaması

Beypazarı sokaklarında genelde hanımların kendi elleriyle hazırlayıp sundukları pek çok lezzet de bulunuyor. Baklavalarını açıyor, tazecik gözlemelerini hazırlıyorlar, hoş sohbetleri de size kar kalıyor. Çarşıda dolaşırken "80 gatlı, yemesi pek datlı ev baklavası" sloganını pek çok yerde görebiliyorsunuz.

Beypazarı sokaklarında dolaşırken Fatma Teyzenin Yeri'nde oturduk. Gözleme ve ayranımızı söyledik. Yarımcanın kıymalı gözlemeden ne farkı olduğunu sorduk. Yarımcanın harcına kıyma ve soğan ile birlikte yumurta da konulurmuş ancak riskli olabileceği için biz koymuyoruz denildi.
Bizimle birlikte dolaşan oğluşum bayıla bayıla gözlemesini yedi. Bu geziden sonra da canı gözleme çektikçe bir süre, Beypazarı'na gidelim dedi..:)

Bazlama da Beypazarı sokaklarında dolaşırken karşılaşabileceğiniz bir geleneksel lezzet. Pek az yerde görebileceğiniz şekilde vitrinlerini bazlamaların süslediği dükkanlar ile karşılaşabiliyorsunuz.

Beypazarı Simidi

Taş fırınlarda pişirilmiş üstü parlak, çok az susamlı simitler de Beypazarı'nın lezzetlerinden. Çarşının hemen yan sokağındaki simit fırını bulunup üçer, beşer simitler alınmalı...

Erişte, tarhana

Beypazarı halkının el emeği ile yapılan erişte ve tarhanalar çarşı içindeki tezgahları süslüyor. Sadece erişte ve tarhana değil mevsimine göre kuru otlar, cevizler, yabani meyveler birçok yerel ürün satın alınabiliyor.

Beypazarı Maden Suyu

Yedik, içtik bol bol gezdik. Sıra geldi soluklanmaya. Güzel bir atmosferi olan Hamam Müzesi'nin arkasındaki Müze Kahve'ye oturduk. Beypazarı maden suyumuzu, Osmanlı şerbetimizi bu geleneksel atmosfer içinde içtik, dinlendik. Bu tarihi şirin ilçenin ne kadar çok lezzet barındırdığına şaşırdık. Daha doğrusu var olan geleneksel lezzetlerine sahip çıktığına sevindik. Geleneksel lezzetlerden taviz vermeden sürdürebilmesini umut ettik...

Gezi Tarihi: Ekim 2013