Akyaka veya Marmaris merkeze gitmişken Sedir adasının karşısındaki İncekum'a muhakkak gidilmeli. İncekum denizi gerçekten akvaryum gibi.

Sabah erkenden İncekum'a gitmek üzere yola çıktık. Anayoldan İncekum yönüne saptığımız yolun az ilerisinde yörede kahvaltısı ile meşhur Çınar'da kahvaltı molası verdik. Yeşillikler içindeki bir ortamda şahane bir kahvaltı ettik. Servisinden, bilimum köy ürünleri sattıkları tezgahlarına herşey gayet profesyonelce yapılıyordu. Hatta fotoğraf çekme hizmetleri bile vardı :). Etrafta horozlar, tavuklar, şırıl şırıl akan bir su, herşeyi ile güzel bir ortamdı. O güzel ortamdaki bizim hatıramız ise oğluşumla babasını horoz kovalamasıydı :)).

Kahvaltı sonrası İncekum'a doğru yola çıktık. Kısa bir yolculuk sonrası sit alanı öncesi arabaların bırakıldığı otoparka ulaştık. Meğerse sahile arabayla inilemiyor, bu noktadan sonra shutle hizmeti veren traktörün romörkü ile gidiliyormuş.

Tabii biz çocuklu olduğumuzdan arabamız, simitimiz, topumuz bir sürü ıvır zıvırımız. Babacık sağolsun kameraman Cevat Kelle edasıyla traktöre eşyaları yükledi. Oğluşla ayrı, eşyalarla ayrı uğraşırken bir de traktör romörkünde ayakta kaldı. Bol sallantılı, püfür püfür havadar bir yolculuk sonrası sahile ulaştık.

İncekum sahili gerçekten minicikti. Etrafında çok az kum olsa da kumu incecik. İnsanlar genelde sahilin arka tarafındaki gölgelik alanlara yerleşti. Biz önlerde şezlong kiraladık ve incecik kum ve kum zeminli akvaryum gibi denizin tadını doyasıya çıkardık.

Sahilde yiyecek, içecek ihtiyacı için sadece bir büfe var. Yemek konusunda tedarikli gitmekte fayda var.

Tur teknelerinin uğrak yeri olduğundan minik sahili aşırı kalabalık olabiliyor. Aşırı kalabalıkla uğraşmamak için haftaiçi gitmekte fayda var.

Peki bu kadar anlattın bu akvaryum suların resmini neden çekmedin diyorsanız, bizim Cevat Kelle bütün ekipmanla uğraşırken fotoğraf makinesini arabada bırakmış. Bana da bu cennet parçasının resimlerini gösteremesem de anlatmak kaldı...

Gezi Tarihi: Haziran 2011